Tarotun Gizemi
Tarot Kartları |
Acaba
gerçekten Tarot fal için kullanılabilir mi? Tüm bunlar bilinmeyen geçmişten
gelen bir gizin devamı mı yoksa Tarotçuluk güncel bir modadan başka bir şey
değil midir? Beşinci yüzyılın ortalarına doğru, Avrupa´da daha henüz iskambil
kağıdı yokken, Bonifacio Bembo adlı bir ressam, Milano´lu Visconti ailesi için
bir seri isimsiz ve numarasız kart resimledi. Bir İtalyan oyunu olan kart
destesine "Tarocchi" adı verilmişti; her biri 14 karttan oluşan dört takım
ve daha sonra ´triomffi´ yani ´koz´ adı verilen farklı resimleri gösteren 22
kart. Günümüzde, bu 22 resimli kart, ´Papa´ veya ´Hükümdar´ gibi adlar
verildiği için veya ´Şans Tekerleği´ örneğindeki gibi dinsel olarak
düşünülebilir çünkü ´Kıyamet Günü´ kartında çalınan boru sesiyle ölülerin
mezardan kalkmaları gibi dinsel mitolojiye uygun görüntüler dikkat çeker.. Bazı
kartlar, ´Ilımlılık´ veya ´cesaret´ gibi erdemleri simgeler. Hatta, dinsel
ilkelere aykırı simgeler de vardır, örneğin bir
kadın papayı görüntüleyen kart, kiliseyle ilgili bir espri olarak açıklanabilir. Bir diğer resim oldukça gariptir; basit bir tahta darağacına, sol bacağından baş aşağı asılmış genç bir adamı gösterir. Ellerini altta kafasıyla bir üçgen oluşturmak üzere kayıtsız bir şekilde arkasında kavuşturmuştur, sağ bacağı bir haç şeklini veya dört sayısını simgeler biçimde dizinin arkasında bükülmüştür. Yüzünün ifadesi rahat, hatta belki de büyülenmiş gibidir. Bembo neden bu resmi çizmiştir? Bu resim, daha sonraki bazı yorumcuların iddia ettiği gibi, darağacında asılmış bir suçlu anlamına gelmez.
kadın papayı görüntüleyen kart, kiliseyle ilgili bir espri olarak açıklanabilir. Bir diğer resim oldukça gariptir; basit bir tahta darağacına, sol bacağından baş aşağı asılmış genç bir adamı gösterir. Ellerini altta kafasıyla bir üçgen oluşturmak üzere kayıtsız bir şekilde arkasında kavuşturmuştur, sağ bacağı bir haç şeklini veya dört sayısını simgeler biçimde dizinin arkasında bükülmüştür. Yüzünün ifadesi rahat, hatta belki de büyülenmiş gibidir. Bembo neden bu resmi çizmiştir? Bu resim, daha sonraki bazı yorumcuların iddia ettiği gibi, darağacında asılmış bir suçlu anlamına gelmez.
Tarot´ta
psikolojik derinliğin önemi
Bir kapı
kartı olarak Kılıçların Sekizlisiyle yapılan meditasyon, bizim cehalet veya
yetersizlik kabulü yönündeki bilinçlenmemizi arttırabilir. Tarot okumalarında
ve onları yorum yapmaya çalışırken yaptığımız yanlışlıklar bilgisizliğimizi
daha dolaysız bir şekilde gösterebilir. Sonuçta deneyimli, bilgili ve doğal
yetenekli bir okuyucunun yaptığı Tarot okuması, gerçekte zamanın ötesine
giderek, geçmişi ve geleceği içeren gerçek sıralamayı ortaya çıkarabilir. Tarot
araştırmacılarının yaklaşımları bu yöndedir; kartların rastlantısal sıralaması
bilincin sınırlarını aşmamızı sağlayabilir. Bununla beraber, yorumlamada
sınırlı bilinçlilik öncelikle kabul edilmelidir. Bu yüzden aynı zaman olgusu
içinde, herşeyin beraber ve o anda varolduğu ve bizim bilgimizin son derece
kısıtlanmış ve sınırlandırılmış olduğunu bilmemiz gerekir, bu bizim için
evrenin gerçek durumunu deneylemek anlamındadır. Bilgisizliğin veya yetersizliğin
diğer bir yüzü, sınırlı bilinçliliğimizin oluşturduğu izlenimler ve simgelerden
çok, gerçeği bilme durumu olan kesinlik zannıdır. Çoğu kişi transa girmeyi, ya
da Tanrı´nın ışığıyla bir olmayı gizemin veya falcının en yüce hedefi olarak
görür. Ama, Tarot´un Büyük Arkana´sının gösterdiği gibi, trans veya
konsantrasyon yol üzerindeki bir basamaktan başka birşey değildir. Temel amaç,
daha önce sadece tahminde bulunacağımız şeyleri bilme durumu olan bilinçli
kesinlik yani sorumlu emin olmaktır. Bir olayın gerçek nedeni nedir? Yanlız
gerçekleştiren kişi için değil, hem bilinen, hem de bilinmeyen başkaları için
sonuçlar ne olacaktır? Kesinliğe ulaşan birkaç kişi eylemin kendisinin
nedenlerini ve sonuçlarını zorlanmadan görebilir. Diğerleri ise, bunları ve diğer
binbir tane şeyi sadece tahmin edecektir. Bu yüzden onlar bilgisiz yani cahil
kalırlar.
Tarot ve
Evrensel uyum
Ama, bir
Tarot okumasının gerçek yorumunu bilemeyebiliriz, okumanın kendisi veya
kartların açılışı zamanla sınırlandırılmış bilgisizlik durumunun ötesine
gidebilir. Tarot meraklısı, okuyucu olmasa bile okuma bir kesinlik anlamını
taşır. Ve kartlarla yeterince çalışırsak, yorumlarımızı daha sonraki olaylarla
karşılaştırırsak, resimlerle daha cok ilgilenir, konsantrayonumuzu arttırır,
aceleci olmazsak ve içgüdümüzü geliştirirsek, bazen kesinlik hakkında ve gerçek
anlamı bilme yönünde ciddi, önemli ve işe yarar deneyler kazanabiliriz. Bu tür
deneyler kendi değerlerini taşırken, bize bir yön duygusu sağlayarak hizmet
ederler ve gerçekleştirmek istediğimizi algılamamıza yardımcı olurlar. Son
olarak, Tarot okuması bize bir başka şey daha öğretir. Kartlar yaşama karşı
takındıkları tavır bakımından tarafsız olamadıkları için bazı yaklaşımları ve
inançları içerip diğerlerinden vazgeçtikleri için bizi değiştirirler. Zamanla
herşeyin arasındaki dengeyi, yaşamın sürekli değişimi ve akışı içindeki sabit
uyumu görürüz. Hep normal deneyimlerimizin ötesinde bekleyen kaçınılmaz bir
tuhaflığın farkına varırız. Varoluştan gelen özel yetenekleri tanımayı, onları
anlamak ve kullanmak için gereken sorumluluğu öğreniriz. Herşeyden önce,
Tarot´un hep üzerinde durduğu bir gerçeği yani evrenin, tüm evrenin yaşadığını
öğrenmeye başlarız. Ve kendimiz hakkında öğrendiğimiz herşeyi diğer başka
şeyler hakkında da öğrenebiliriz.
Tarot´un gizemli öyküsü
Tarot´un
Kökenleri
Beşinci
yüzyılın ortalarına doğru, Avrupa´da herhangi bir iskambil kağıdı türünün ilk
kaydına rastlanmasından hemen sonra, Bonifacio Bembo adındaki bir artist,
Milano´lu Visconti ailesi için bir seri isimsiz ve numarasız kart resimledi. Bu
resimler "Tarocchi" adı verilen bir İ talyan oyunu için klasik
desteden oluşur; herbiri ondört karttan oluşan dört takım, artı, daha sonra
´triomffi´ Türkçe ´koz´ adı verilen farklı resimleri gösteren yirmi iki kart.
Günümüzde, bu yirmiiki resmin çoğu (daha sonra onlara isimlerini vermek üzere),
´Papa´ veya ´Hükümdar´ gibi ortaçağdaki toplumsal tiplerin veya ´Şans
Tekerleği´ gibi, bilinen ahlaki vaizlerin, sadece bir kataloğu olarak
yorumlanabilir. Bazı kartlar, ´Ilımlılık´ veya ´cesaret´ gibi erdemleri temsil
eder. Diğerleri, ´Kıyamet Günü´ için çalınan boru sesiyle ölülerin mezardan
kalkmaları gibi dinsel mitolojik görüntüler sergiler. Dinsel ilkelere aykırı
olan yaygın bir düşünceyi, bir kadın papa´nın imajını görüntüleyen bir kart
bile vardır ve bu kiliseyle ilgili yapılan birçok mizahtan daha derin anlamı
olan, kiliseyle ilgili bir şaka olarak açıklanabilir. Yine de, dinsel ilkelere
aykırı olan bu resimi, genel kültüre iyice yerleşmiş olan ve ortaçağ tipleri´ni
temsil eden birisi olarak görebiliriz. Bunların arasındaki bir resim oldukça
tuhaf olmasıyla göze batar. Bu basit bir tahta gergeç´den, sol bacağından
başaşağı asılmış genç bir adamı gösterir. Elleri altta kafasıyla bir üçgen
oluşturmak için kayıtsız bir şekilde arkasında tutulmuştur, sağ bacağı bir haç
şeklini veya dört sayısını oluşturmak için dizinin arkasından bükülmüştür. Yüzü
rahat, hatta belki de büyülenmiş gözükür. Bembo bu resmi nereden türetmiştir?
Bu resim, daha sonraki bazı artistlerin öne sürdüğü gibi, kesinlikle
darağacında asılmış bir caniyi temsil etmiyor. Hiristiyan geleneklerinde,
Efendisi Hazreti İsa´yı taklit ettiği zannedilmesin diye, Aziz Peker görünüşte,
çarmıha başaşağı gerilmiştir. Ama, Büyük Edde´de tanrı Odin´in, ceza olarak
değilde, kahanet armağanı olan ilmi alabilmek için, dokuz gün-dokuz gece
boyunca Dünya Ağacı´ndan başaşağı asıldığı anlatılır. Ama bu mitolojik manzara,
Siberya ve Kuzey Amerika gibi yerlerde, tıpla uğraşan kadın ve erkeklerin,
şamanların esas uygulamalarından kaynaklanır. İyeliğe kabul edilme töreninde ve
şamanlığa aday olanlar eğitilirken, insanların bazen aynen Bembo´nun kartında
gözüktüğü gibi başaşağı sarkmaları istenilir. Görünürde bedenin başaşağı
tutulmasının psikolojik bir yararı vardır. Böylelikle açlık ve aşırı soğuk,
ışın saçan hayallere yolaçar.
Bembo sadece
bir simyacıyı mı temsil etmek istemişti? Öyleyse, daha bilinen bir tablo olan
bir kazanı ve kimyasal maddeleri karıştıran sakallı bir adamı niye kullanmadı?
Birbirini izleyen destelerde ´Asılmış Adam´ adı verilen ve daha sonra, ´Çorak
Üke´ adlı kitabında T.S. Ellot tarafından meşhur edilen bu resim, bir
simyacıdan çok gizli bir gelenekte, üyeliğe yeni kabul edilmiş bir kimseye
aittir. Bembo´nun kendiside mi böyleydi? Gizemli toplumlardan gelen, esoterik
bir imge olan bacakların özel bir şekilde üstüste getirilmesi bunu kanıtlar. Ve
esoterik uygulamalar hakkında bir imada bulunuyorsa, yüzeyde toplumsal bir
açıklama olan diğer resimler, aslında gizli bilgilerin bütünlüğünü temsil
ediyor olamaz mı? Örneğin, orijinal destede, Batı Kültürün´de önem taşıyan
yirmi, yirmibir veya yirmibeş yerine, neden yirmiiki sayısı kartlarda
önemsenmiştir? Bu bir rastlantımıydı veya Bembo (ya da Bembo´nun taklit ettiği
kişiler) İbrani alfabesindeki yirmiiki harfe bağlı olan esoterik anlamları
gizlice temsil mi etmek istedi? Ancak, Bembo´yu veya Visconti ailesini,
herhangi bir gizli gruba bağlayan bir kanıt var olsa bile, bu halka açık
tutulmamıştı.
Tarot ve
Kabala adı altında toplanan İbrani gizemciliğini ve gizli bilgilerin varlığı arasındaki
inanılmaz benzerliklere kısaca bakılırsa, Bembo´nun kartlarının kanıtların
kıtlığına rağmen neredeyse esoterik bir yorum gerektirdiği görülecektir. Kabala
daha çok İ brani alfabesinin simgeciliği üzerinde yatar. Harfler Hayat
Ağacı´ndaki yollara bağlıdır ve her birinin kendi sembolik anlamları vardır.
Daha önce belitildiği gibi, İbrani alfabesinde yirmiiki harf vardır ve bu sayı
Tarot´un kozlarıyla aynıdır. Kabala ayrıca, Allah´ın telaffuz edilmeyen
isminin, YHVH, dört harfiyle yakından ilgilidir. Bu harfler, yaradılışın dört
dünyasını, ortaçağ biliminin dört ana maddesini, varoluşun dört aşamasını,
İncil´i yorumlamanın dört yöntemini, vb.´yi temsil eder. Bembo´nun dört
takımının her birinde dört tane kraliyet kartı vardır. Son olarak, Kabala on sayısıyla
işler-dört Hayat Ağacı´nın her birindeki On Emir ve on sephirot (ortaya
çıkamanın aşamaları). Ve, dört takımda, birden ona kadar numaralanmış kartlar
vardır. Öyleyse Tarot yorumcularının, Kabala´nın, çoğunluk için anlamsız olan,
ama birkaç kişiye son derece önemli gelen, destenin resimlendirilmiş bir
uyarlaması öne sürdüklerini düşünmek mümkün müdür? Ama, buna rağmen, Kabala
hakkında yazılan binlerce sayfalık kitaplarda Tarot hakkında tek bir kelime
belirtilmez. Büyücüler, kartların 1300´de Fas´ta, kabalistler ve diğer
ustaların verdiği büyük bir konferans gibi gizli kaynaklardan geldiğini öne
sürmüşlerdir, ama bu iddialar için kimse tarihsel bir delil sunamamıştır. Daha
da kötüsü, Tarot yorumcuları, ondokuzuncu yüzyılın sonlarına dek Kabala´dan bahsetmemişlerdir.
Ve elbette, isimlerin ve sayıların yorumlanmaları için son derece önemli olan
sıralaması, esas resimlerden sonra ortaya çıkmıştır. Carl Jung´un insan
zihniyle bütünleşmiş temel ruhsal orijinaller fikrini benimsersek belki de
Bembo´nun, bilginin gizli nedenlerine bilinçaltından gizlice değindiğini ve
daha sonraki hayallerin bilinçli bağlantıları yapmasını sağladığını
söyleyebiliriz. Ancak dört takımdaki yirmiiki koz, dört kraliyet kartı ve on
tane işaretli kart, Asılmış Adam´ın pozisyonu ve kendinden geçmiş yüz ifadesi
gibi böylesine kesin ve tam benzerlikler, Toplu Biliçaltı gibi müthiş bir gücü
zorlar gibidir. Yıllar boyunca Tarot, öncelikle bir kumar oyunu ve daha az bir
önemle falcılık için bir araç olarak görülmüştür. Daha sonra, onsekizinci
yüzyılda Antoine Caurt de Gebelin adında bir büyücü, Tarot´un Mısır büyü
tanrısı tarafından tüm bilgileri müntlerine aktarmak için yazılmış Thoth´un
Kitabı´nın bir kalıntısı olduğunu açıklamıştır. Court de Gebelin´in fikri
gerçekten uzak gözükür; ama ondokuzuncu yüzyılda Eliphas Levi adıyla tanınan
başka bir Fransız, Alphonse Louis Constrant, kartlarla Kabala arasında bağlantı
kurdu ve o günden itibaren insanlar, Tarot´u daha derinlemesine inceleyip, daha
fazla anlam, bilgelik ve hatta düşünme ve derin çalışmayla ilim bulmuşlardır.
Günümüzde,
Tarot kendimizi ve hayatı anlamamızla kişisel gelişmeye giden bir yol olarak
görülür. Bazıları için Tarot´un kökeni önemli bir soru olarak kalırken,
diğerleri için de önemli olan, kartlara verilen anlamların yıllar geçtikçe
birikmesidir. Çünkü Bembo, bilinçli bir şekilde veya yoğun içgüsüyle orijinal
bir model yaratmıştır. Herhangi bir dizge veya ayrıntılı açıklamanın ötesinde,
resimlerin kendileri yıllar geçtikçe farklı artistler tarafından değiştirilmiş
ve geliştirilmiş olup, hiçbir zaman anlatılamıyan, ama sadece tecrübe
edilebilen esrarengiz dünyalarına bizi çekerler.
Gerçek
Tarot-Özgür irade karşısında koşullanma
Özgür İrade
Karşısında, Koşullanma Paradoksu
Ne
yaptığımıza ve sonunda ne olduğuna dikkat etmeye başladığımız zaman, sadece
okumalardaki değil, ayrıca günlük hayattaki birçok şeyi de farkederiz; öfkenin
ve özgüvenin, ümitlerin ve korkuların, durumlara gösterdiğimiz tepkilerin,
kendi içimizden nasıl kaynaklandığını görürüz. İşimiz ve arkadaşlarımızla ilgili
sorumluluğu ya kendimizden uzağa (Bu haksızlık veya bunu bana yapan sensin.
demek gibi) itmeyi veya çekmeyi amaçlayan eğilimlerin bilincine varırız.
Örneğin, (Bütün bunlar benim yüzümden) demenin genelde, gerçekten ne
yaptığımızı görmememiz için bilinçli yaptığımız bir hile olduğunu fark
edebiliriz. Gerekeni yaparak ya da yapmayarak, durumun gerçek bir
değerlendirmesini yapmaktan kaçınmamız bize daha kolay gelir. Dikkatli olmak,
bunalıma girmemizi ya da diğer insanları baskıyla yönlendirmemizi zorlaştırabilir.
İnsanlar ağlarlar, kızarlar veya başkalarını suçlarlar ve bu şeyleri kendileri
yapınca en azından kendileri hakkında bilgi sahibi olabilirler. Tarot
kartlarını simgesel olarak kullanan psikologlara göre, Tarot okumaları, insan
doğasının inanılmaz çeşitliliğinin bilincine varmamızı sağlıyor. Aynı kartlar
sonsuz farklı kombinasyonlarda yanyana gelince, insanların sürekli yeni oluşlar
üretebileceği belirginleşir. Aynı zamanda, bu yeni oluşumlar, temel kalıpların
hep üstünde kalacaktır. Tarot okumalarıyla genelde geçmişin insanları
etkilediği düşüncesi, insanların ümitlerinin ve korkularının geleceği
oluşturmaya neden olduğunu öğreniriz. Ama, geçmişteki belli olayların
uzantısında oluşması umulan gelecekteki beklentiler bizi şaşırtacaktır. Burada
da dikkat alışkanlığını öğreniriz. Çünkü, kartları otomatik olarak temel Tarot
kitaplarına ya da geçmiş olaylara dayandırarak yorumlarsak gerçek elimizden
kaçar ve yorumlar yüzeyselleşip karmaşıklıklaşır. Geçmişle ilgili okumalar
hakkında not tutun ama notları gelecekte olacak olaylar için referans diye
kullanmayın. Notlar, insan davranışlarının çeşitliliğini ve sürekli
yenilendiğini hatırlamamızı sağlayabilir. Denge örneğinde olduğu gibi, Tarot´un
sadece konsantrasyon eğitimi vermekle kalmadığına da dikkat edelim. Okumalardan
iyi sonuçlar almak istiyorsak, bunu yapmaya zorlanırız. Böylece, Tarot
okumaları, algıyı güçlendiren bir tür ruhsal program işlevini de görürler.
İnsanların Tarot okumalarından alınan bilgilerle kişilerin ne yaptıkları veya
gelecek okumaları bize bazı önemli şeyler öğretir. Çoğu kişi, söylenenlere
kesin olarak bakar. Ya da etkilenmeyiz, hür irademizle seçimler yaparız veya
kadere göre hareket ederiz. Bu noktaya çağdaş bir mantıkla bakarsak, şunu
sormamız gerekebilir; Acaba yaptıklarımız, o anda ki kasıtlı bir seçimin sonucu
mudur, ya da koşullandırılmış bir yaşamın sonucu mudur? İşte, Tarot için bu
soru ciddi bir sorundur. Her an özgür iradeyle hareket edersek ne yapacağımızı
kartlar nasıl öngörebilir? Seçimlerimiz bir şeyler yaptığımız ana kadar tamamen
açık veya belirginse okumanın nasıl bir anlamı olabilir? Ya da, bilinmeyen bir
güç, bizim kartların önerdiği şekilde davranmamıza mı neden olur? Soruna,
herşey ya da hiçbir şey yaklaşımıyla yaklaşmaktan vazgeçersek bu sorular
çözülebilir. Böylece evet diyebiliriz, kendi seçim hakkımızı koruruz, ama her
zaman kullanmayız.
Kartların
Anlamı Bir Kitaptan Okuyarak Öğrenilebilir mi?
Tarot
hakkında biraz bilgi sahibi olanlar bilirler, bir Tarot okumasında, kartlarda
örneğin Asalar veya Kupalar yani Minör (Küçük) kartlar çoğunluktaysa, okumanın
önemsiz ve hatta onur kırıcı olduğu düşünülür. Çoğu kişi, Büyük Arkana
kartlarının çoğunlukta olduğu bir okumayı kabul edecektir, bu kabul psikolojik
bir üstünlük içeriğini taşır. Çünkü soyut güçleri ve ruhsal bilinçliliği
simgeledikleri için, 22 ana kart (Majör-Büyük Arkana) onlara önemli
görünecektir. Ama Büyük Arkana bile, tek bir kavramı oluşturur ve diğerleri
olmadan anlamı yoktur. Bilgeliği ve varoluşu etkili bir şekilde betimlemesi
yüzünden büyük kartları diğerlerinden ayrı olarak inceleriz fakat uygulamada
dünyayı anlamak için ruhun ve maddenin, mutlulukla mutsuzluğun, sevgiyle
şiddetin karıştırılması gereklidir. Bu bir sentezdir yani Tarot burada, hem
okunana, hem de okuyana yaşamın boyutlarını ve çeşitliliğini gösterebilir.
Kartlar, diğer bir dengeyi yani adalet terazisinde simgelenen dengeyi de
öğretir. Geçmiş gelecekteki olasılıklara nasıl bağlanacaktır? Kendi
kararlarımızın oluşturduğu etkileri, dış dünyadan gelen etkilerle nasıl
birleştiririz? Hayatımızın sorumluluğunu üstleniyoruz derken ne demek
istiyoruz? Bu, üstlenme, herşeyi yarattığımız ya da kontrol ettiğimiz anlamına
gelir mi? Kendi seçimimizde olduğu gibi, çoğu kişi sorumluluğu kesin kural
olarak düşünmeyi tercih eder. Ya dünya bizi tamamen şekillendirir ya da
yaşamımız üzerinde tam bir kontrol hakkına sahibiz. Tarot okumaları, kişinin
yaşamsal zincirinin her baklasının, ikisinin karışımından kaynaklandığını
anlatır. Çok kısa boylu bir kişi profesyonel bir basket oyuncusu olmayı umut
edemez ama aynı kişi boyunun kısalığının tüm hayatını etkilediğini de
düşünmemelidir. Bu düşünceyi kuramsal olarak kabul eden kişiler hala şöyle bir
soruyu sorabilirler; Hangisi daha önemlidir, oluşan durum mu yoksa kişisel
sorumluluk mu? Bir insanı gerçekten kontrol eden bunlardan hangisidir? Ama
Tarot teorisyenleri için Tarot okumaları bu ve buna benzer soruların
anlamsızlığını gösterir. Bazı okumalarda kişilik tanımlamaları, umutlar veya
korkular, bizi belli yönlere doğru yöneltmeye eğilimlidir. Okuma bu etkileri
yansıtır ve onların olası sonuçlarını gösterir. Kartlar, bir durumun belli bir
şekilde oluşmasını sağlamazlar, sadece ve sadece etkilerin gerçek hayatta nasıl
birleştiklerini veya birleşebildiklerini gösterebilirler. Eyleme geçme anı
gelince farklı bir seçim yapabiliriz ama bunu çoğu zaman böyle yapmayız.
Bilinçsizce sürekli olarak yaşamdaki seçim özgürlüğümüzden vazgeçeriz.
Geçmişimizin ve koşullanmalarımızın bizi yönlendirmesine izin veririz. Bunu
bazen cahillikten, bazen de tembellikten yaparız. Koşulları izlemek, bilinçli
kararlar almaktan daha kolaydır. Tarot bize, genel durum hakkında da önemli
dersler verir. Soyut olarak, bir nitelik ne denli kesin görünürse görünsün,
gerçekte sadece diğer etkilerin genel durumundan etkilenir. Genel durumda,
yaşamsal öğelerin birbirlerini nasıl dengelediklerini öğreniriz. Herşeyden
önce, Tarot açılışlarında belli kartların birleşip birleşmiş bir durumu nasıl
oluşturduklarını görürüz; hiçbir açılışın diğerlerinden daha iyi ya da daha
kötü olduğu söylenemez. Ama bazen ümitler konumu, bazen de korkular konumu,
diğerinin üstünde olabilir. Bir diğerinde, temel veya çevresel belirleyici
etkenler daha çok ortaya çıkaracaktır. Bu o kişiye ve o anki duruma bağlıdır.
Tarot yorumcuları, Tarot okumalarının kendi algılarımıza duyduğumuz güveninin
gelişmesine de yardımcı olduğunu belirtiyorlar. Bu olay, bazen elde edilen
bilgiden bazen de belli kararları alıp bunlara sadık kalma ihtiyacından
kaynaklanır. Peki belli bir durumda bir kartın hangi anlamı uygulanmalıdır? Bir
Kral kartı Tarot´u bakılan kişiyi mi veya başka bir kişiyi mi simgeler? Ya da
Kılıçların Kralı kanun ve yaratıcılık gibi soyut bir ilkeyi mi kasteder? Veya
Kupaların Kraliçesi bize yaratıcılığı mı ima eder? Ama okuma ilerledikçe bu ve
buna benzer soruların cevaplarını algılamaya başlarız. Sonuç olarak kendi
algımıza ve sezgilerimize daha çok güvenmeye başlarız. Bir okuma hangi dönemi
veya ne kadarlık bir süreyi kapsar? Uzmanlara göre, bu süre birkaç günden
birkaç seneye kadar uzanabilir ve bu süre hem ileriye, hem de geriye doğru
olabilir. Bazen, bir yetişkin için, Tarot okuması çocukluğa kadar uzanabilir.
Genelde tüm hayatın bir özetini verse bile, hatta Hayat Ağacı denen Tarot Okuma
metodunda dahi, kişi yoğun bir değişiklikler döneminden geçiyorsa, okunan süre
daha kısa bir dönemi gösterebilir.
Tarot´ta
beklenmeyen sonuçlar çıkabilir
Özellikle
daha kısa okumalarda ele alınan farklı zaman dönemleri iki nedene bağlıdır.
Birisi kişinin durumu, ötekisi sorulan sorudur. Bazı konularda, örneğin pratik
veya hukuki konularda veya bazı duygusal durumlarda, birkaç gün içinde
kendisini belli eden bir cevabı getirebilir. Başkalarıyla olan duygusal
çatışmaların çözülmesi, derin ilişkilerin sonuçları, ruhsal veya sanatsal
gelişmelerin gerçekleşmesi uzun zaman alabilir. Bu, okumalar yıllar boyunca
´gerçekleşmeyecek´ anlamına gelmez. Ve burada tahminlerden değil, zaman
geçtikçe yavaş yavaş açılan sürekli sıralı bir diziden yani olası bir
kronolojiden söz ediliyor. İkinci olarak, kartları karıştırırken bir kişinin
değinebileceği farklı düzeyler dikkat çeker. Bazen sadece kısa bir zaman içinde
süren yüzeysel durumları çağrıştırabilir. Veya kişi herhangi bir şekilde
yaşamsal deneylerin tam merkezine indirilebilir. Ve o anda bile, yapılan okuma
uzak geçmişi gösterebilir ya da kişinin, gelecekteki gelişmelere olan
potansiyelini yansıtabilir. Erişilen düzey, kartları karıştıran kişinin tavrına
da bağlı olmayabilir. Genelde bu tür bir yaklaşım farklılığa yol açar. Bir
okumayı bir şaka veya bir oyun olarak yapan bir kişi, sonuçta yüzeysel bir
okuma yapacaktır ama bir soru hakkında uzun uzun düşünen, konsantre olan,
kartları dikkatli bir şekilde karıştıran ve durup desteyi kesmenin kesin
zamanını hissetmeye çalışan Tarot okuyucusu, genelde anlamlı bir okuma
oluşturacaktır. Ama, bazen, böylesine dikkatli bir yaklaşım yakın geleceğin
yüzeysel olaylarının derinliğine inemezken, bir diğer zamanda kartları
rastlantısal olarak karıştıran kişi, aniden kendisine tüm yaşamın güçlü bir
imajıyla karşı karşıya bulabilir. Okuyucu için bu gibi anlar derin bir heyecan
taşır veya taşımalıdır. Bazen sorunun kendisi önemli olmayabilir. İnsanlar
işlerinin nasıl gittiğini sorabilirler ve özellikle o soru zihinlerini,
sordukları sorudan daha fazla meşgul ediyorsa, yeni aşk ilişkileri hakkında bir
cevap arayabilirler. Ya da, cinsel yaşamı babasıyla olan çatışması yüzünden
engellenen bir kadının durumunda olduğu gibi, okuma sonucunda, soru belli bir
alandan beklenmeyen sonuçlar çıkması olarak cevaplanabilir. Okumanın bize ne
söylediğini nasıl biliriz veya nasıl anlarız? Bazı şeyler, kartlardaki
resimlerle belirginleşir. İşimizle ilgili bir soru sorarsak Aşıklar kartı ve
Kupaların İkilisi önümüze gelirse, okuma, büyük bir olasılıkla işle ilgili
değil aşkla ilgili olacaktır. Ama acemi bir okuyucu olarak, tüm gizli yönleri
ya da bilinmeyenleri ortaya çıkarmayı beklemeyin. Sadece sürekli deney yani
kazanılan birikim labirentin merkezine ulaşmanızı sağlayabilir. Tarot uzmanları
okumalara devam ettikçe bu tür bulguları hissedebileceğinizi belirtiyorlar. Ve
gittikçe yükselen algı düzeyi sizin yaşamınızın da diğer alanlarına yayılacak
ve etkileyecektir. Fakat elbette ki, bazen deneyimlerimiz veya içgüdümüzün
keskinliği ne düzeyde olursa olsun, muhakkak yanlışlıklar yapılacaktır. Tarotu
okunan kişinin, henüz karşılaşmadığı bir kişiyle olan bir aşk ilişkisinden söz
ederken, Tarotçu Aşıklar kartına sembolik açıdan bakabilir. Burada kartların ne
anlama geldiklerini tam olarak bilememenin çok önemli olduğu dersini alabiliriz
yani cehaletimizin farkına varırız. Yaşam boyunca edindiğimiz bilginin çoğu,
gerçekte çoğu zaman yüzeysel ve dışa dönüktür yani yetersizdir daha da uygunu
yeterince kavranmamıştır, sosyal psikoloji cehaletin varlığımızın temelinde
yattığını belirtiyor. Dünya hakkında bildiklerimiz beş duyuyla sınırlanır. Bu
sayfa üzerindeki kelimeleri görebilmemiz için, ışık sayfanın yüzeyinden
yansıyacak ve gözlerimiz tarafından algılanacaktır. Sonra, görme siniri beyine
sinyaller gönderir ve beyin de bu sinyalleri başka sinyallere dönüştürerek,
onları bilincimizin dil olarak algıladığı anlamlı kalıplar haline getirir. Ama
oradaki bütünleşmeyi, dolaysız olarak bilemeyiz sadece evreni sinyallere,
kalıplara, simgelere dönüştürebiliriz. Yani biyolojik bir yorumdan öteye
geçemeyiz. Öte yandan, fiziksel olarak var olduğumuzu aklımıza getirirsek,
yaşamımızın zaman sınırı içerisinde olduğunu kabul etmeliyiz. O zaman, diğer
şeylerle beraber, bu kabul noktası potansiyelimizi tam olarak
gerçekleştiremeyeceğimiz anlamına gelir çünkü önümüzde varolan birkaç yılda
daima birşeyleri yapıp diğerlerini yapmayacağız. Hem bir dansçı, hem de bir
işadamı olabilecek yetenekteki bir kişi birisini seçmek zorunda kalacaktır. Ve
hangisini seçerse seçsin, amacına ulaşana kadar, yıllar boyunca çalışacaktır.
Unutmayalım ki, zaman kavramı, yaptığımız şeylerin sonucunu bilemememiz
anlamına da gelir çünkü sonuçlar uzak gelecekte veya yıllar sonra ortaya
çıkabilir. Bazen eylemlerimizin sonuçları bize değil diğer insanları da
etkiler. Belli bir yerde, belli bir zamanda yaptığımız birşey hatta ölümümüzden
uzun bir zaman sonra bile oradaki insanları etkileyebilir. Daha basit
kelimelerle, zaman olayların kişiler hakkında bilgi sahibi olmadan oluşmaları
gerektiği anlamına gelir.
Tarot´u yorumlamak
Gerçekte
Tarot Yorumu Kişiye Özgündür...
Fala bakmak
için, herhangi bir şey kullanabilirsek neden Tarot´u kullanmayalım? Herhangi
bir gelenek bize birşeyler söyleyecektir ama bu birşeyin değeri geleneğin
içindeki bilgeliğe bağlıdır. Tarot resimleri kendi başlarına derin anlamlar
taşıdıklarından, oluşturdukları şekilleri okumada, bizim hakkımızda veya
genelde yaşam hakkında çok şey öğretebilirler. Formüle edilmiş anlamlar genelde
hem çelişkili, hem de kördür ve aralarında nasıl seçim yapılacağını hiçbir
şekilde göstermezler. Bu durum özellikle destenin en büyük bölümünü oluşturan
Küçük Arkana için geçerlidir. Tarot üzerine yapılan incelemelerin hemen hemen
hiçbirisinde bu konu derinlemesine işlenmemiştir. Ciddi çalışmalarda, Büyük
Arkana´nın derin anlamlarını işleyenler, Küçük Kartlar´dan ya hiç bahsetmezler,
ya da desteyi falcılık amacıyla kullanmakta ısrarlı olanlar için veya ticari
olma zorunluluğunda istemeye istemeye kitabın arkasına bir seri formül
serpiştirirler. Waite bile, Pamela Smith´in çizdiği gerçekten güzel olan
resimlere kendi formüllerini vermekle yetinmektedir.
"Bu
Karta Göre..." Çoğu yazar için Waite, falcılığa prim vermiş ve kartların
kullanım şeklini yozlaştırmıştır. Okumaları doğru şekilde yaparsak kartların
anlamları hakkındaki bilgimiz artabilir. Belli bir kartın simgeciliğini
incelemek bir yoldur ama aynı kartın diğerleriyle bağlantısını algılamak başka
bir şeydir veya ayrı bir bilgi hatta yetenek düzeyidir. Çoğu kez formüle
okumalar, başka türlü ortaya çıkamayacak önemli anlamları ortaya çıkarabilirler
ama tarot okuyucusunun bunu anlaması ayrı bir olaydır. Tarot okumaları ayrıca
bize önemli bir ders verirler. Tarot okuması yapmak yani kartları yorumlamak,
yorumcuyla resimler arasındaki içgüdüsel duyguyu yenileme fırsatını verir.
Sonuçta verilen tüm simgecilik, tüm ilk örnekler, tüm açıklamalar, sizi
yanlızca resimlere bakıp, ´Bu kartın dediğine göre...´ demeniz için hazırlar.
Tarot, bu ´anahtar´ın bir ayarlamasını dile getirir. Gerçekte gizli bir öğreti olmadığı
gibi, bu anahtar değildir. Bir süreci temsil eder ve bize öğrettiği şeylerden
biri, birleşmenin basit bir anahtar veya formülle gerşekleştiğini kabul
etmemizin hata olmasıdır. Bu, daha çok Büyük Akrana´nın yirmibir aşaması
boyunca adım adım ilerledikçe görünen gelişme ve artan bilinçlilikle
gerçekleşir. Bir diğer Tarot yazımızda, hem ezoterik bilgileri genişletecek,
hem de kartların anlamlarını biraz olsun görebileceğiz...
alıntıdır
Elinize sağlık. İnternette gezerken bende Tarot Kartları Anlamı hakkında bir arşiv buldum mutlaka göz atın.
YanıtlaSilFibabanka sms ile kredi mi arıyorsunuz? Tıklayın: fibabanka sms ile kredia
YanıtlaSil